Kolajen, son yıllarda özellikle güzellik sektöründe sıkça dile getirilmesi dolayısıyla cildimizin genç ve sağlıklı görünmesi için faydalı bir protein gibi görünse de, aslında vücudumuz için önemi çok daha büyüktür. Kolajen; içerisinde bulunan özel aminoasitler sayesinde cildimizden eklemlerimize, kemiklerden saç ve tırnak sağlığımıza kadar çok çeşitli ve önemli işlevlere sahiptir. Bu yazıda kolajen eksikliği nedir sorusuna yanıt bulabilirsiniz.
Doğduğumuz andan itibaren vücudumuz gerekli kolajeni üretmeye başlar. Bu üretim sayesinde kaslarda, kemiklerde, deride ve daha pek çok doku ve organlarda bol miktarda kolajen bulunur. Kolajen, vücudumuzdaki protein miktarının üçte birini karşılayarak vücut bütünlüğümüzün korunmasına katkı sağlar.
Kolajen Eksikliği Nedir?
20’li yaşlara geldiğimiz andan itibaren vücudumuzdaki kolajen miktarında her yıl %1 ila %1,5 oranında azalmalar meydana gelmeye başlar. 35 yaşından sonraki dönemde bu üretim daha da düşer. Bu her ne kadar olağan bir durum olsa da, yaşın ilerlemesinin üstüne sağlıksız yaşam koşulları da eklenince kolajen miktarının düşüşündeki hızlanma kaçınılmaz bir seviyeye gelir. Sigara kullanmak, hareketsiz bir yaşam tarzı, stres, yoğun iş temposu, zararlı UV ışınlarına uzun süre maruz kalmak, sağlıksız beslenmek, uyku düzenindeki aksaklıklar gibi sebepler, kolajen miktarının hızla düşmesine yol açar.
Kolajen Eksikliği Belirtileri Nelerdir?
Vücüdumuzdaki protein miktarının üçte birini karşılayan kolajenin eksikliği çeşitli istenmeyen değişimlere sebep olabilir. Vücudumuzda baş gösteren bu belirtilerin varlığı, kolajenin yeterince üretilemediğinin belirtisidir. Bu belirtileri şöyle sıralayabiliriz:
- Eklem ağrıları
- Ciltte kırışıklık, sağlıksız bir cilt görünümü
- Selülit oluşumu veya artması
- Saç tellerinde ve tırnaklarda kırılmaya yatkınlık
- Burunda ve diş etinde kanama
- Yüz genelinde veya göz çevresinde çukur bir görünüm
- Morluklar
- Halsizlik veya yorgunluk
Kolajen Eksikliğinde Ortaya Çıkabilecek Hastalıklar Nelerdir?
Bu belirtiler gözlemlendiği halde kolajen artırıcı yöntemler denenmediği takdirde yaşam kalitesinde düşüşler yaşanabilir. Eklem ağrılarının şiddetinde artış, sürekli bir yorgunluk hali, solgun ve sağlıksız bir cilt yüzeyi gibi belirtiler başka çeşitli hastalıkların gelişmesine yol açabilir. Kolajen eksikliği kalp ve damar hastalıkları, göz hastalıkları ve eklem dejenerasyonları gibi rahatsızlıkların gelişmesinde rol oynayabilir.
Bu nedenle kolajen eksikliği belirtileri fark edildiği anda müdahale etmek ve kolajen eksikliği hastalıkları karşısında önlem almak son derece önemlidir.
Kolajen Eksikliği Nasıl Giderilir?
Beslenme programınıza kolajen bakımından zengin besinler eklemek, vücudunuzun bu proteine olan gereksinimini karşılaması açısından oldukça faydalıdır. Kolajen kaynağı besinler arasında mandalina, portakal, limon gibi turunçgiller; ıspanak, roka, maydanoz gibi koyu yeşil renk yapraklı sebzeler; böğürtlen, çilek, yaban mersini gibi kırmızı ve mor renkli meyveler ile kemik suyu, yumurta beyazı, sarımsak gibi besinleri tüketmek kolajen ihtiyacınızı karşılamanıza destek olabilir.
