Bebekler henüz konuşma yeteneğini öğrenmediler, bu yüzden bildikleri tek yolla iletişim kurarlar. Size mırıldanarak, gülümseyerek, gülerek ve (en çok korktuğumuz şey) ağlayarak ihtiyaçlarını anlatırlar. Ağlamak, bebeğinizin açlık, acı, yorgunluk, korku ve hayal kırıklıklarını size anlatma şeklidir. Aynı zamanda, kendisi için çok yoğun olabilecek manzaraları, sesleri ve diğer duyumları kapatmasının bir yoludur. Ebeveynler olarak, bebeğinizin ağlama süresini ona yanıt vererek etkileyebilirsiniz ve bu, araştırmalarla kanıtlanmıştır.
Her bebeğin benzersiz olduğunu anlamak önemlidir. Bebeğiniz çok sakin ve uslu bir bebek olabilir veya belirgin bir nedeni olmasa bile gün içinde huysuz dönemler geçirebilir. Ne sıklıkta ağlarsa ağlasın, ağlamalarına çok dikkat etmeniz önemlidir. Ağlamanın türü arasında bir fark olduğunu fark edeceksiniz; bu, onun sarılmaya mı yoksa uyumaya mı ihtiyacı olduğunu veya onu yalnız bırakmanın daha iyi olup olmayacağını size hissettirecektir.
Bebeği Ağladığında Yalnız Bırakmalı mısınız?
Bunun kısa cevabı ‘Hayır’dır. Ağlamaya bırakılan bebeklerin sonunda ağlamayı bıraktığı doğru olsa da, bunun duygusal ve psikolojik etkileri vardır. Araştırmalar, ağlamaya bırakılan bebeklerin ağlama nöbetlerinin dağılmasına yol açacağını göstermiştir. Bununla birlikte, araştırmalar bunun çocuktaki ilgisizlik duygularından kaynaklandığını da göstermiştir, yani bebek, sıkıntısının nedeni ortadan kalktığı için değil, bakıcısından ilgi görme umudunu kaybettiği için ağlamayı keser.
Öte yandan, hemen bakılan ağlayan bebekler daha az ağlama ve telaşlanma eğilimindedirler. Bu, kasıtlı olarak göz ardı edilen bebeklerden daha düşük toplam ağlama süresi ile sonuçlanır.
Aşinalık Anlayışı Doğurur
Bazen bir bebeğin ağlamasının nedeni hemen anlaşılır, örneğin çoğu bebek bir yabancı veya tanımadıkları biri onu almaya çalışırsa ağlar. Bununla birlikte, bir bebeğin ağlamasının başka birçok nedeni vardır. Ağlamasının nedenini belirlemenin anahtarı, kendinizi onun ağlamalarına alıştırmaktır. Bu şekilde, sadece ağlama şeklini duyarak özel ihtiyaçlarını nasıl belirleyeceğinizi öğreneceksiniz. Genel bir rehber olarak:
- Açlık – ağlama genellikle kısadır, tizdir ve yükselir ve düşer
- Öfke – kulağa çok daha heyecanlı gelir
- Ağrı veya sıkıntı – aniden olur ve genellikle yüksek, uzun, tiz bir çığlık ve ardından uzun bir duraklama ve düz bir feryat ile karakterizedir.
- Rahatsız etmeyin – bu tür ağlama, açlık ağlamasına çok benzer.
Bebeğinizin ağlamalarının size ne anlatmaya çalıştığına dair oldukça iyi bir fikre sahip olmanız uzun sürmez. Onunla hemen ilgilenirseniz, kendini daha iyi hissedecek ve büyük olasılıkla ağlamayı kesecektir. Öte yandan, çığlıklarına cevap verememek durumu daha da kötüleştirebilir.
Ancak, farklı ağlama türlerinin üst üste gelmesi mümkündür. Örneğin, yeni doğan bebekler aç hissederek uyanabilir ve yemek için ağlamaya başlayabilir. Cevap vermeniz çok uzun sürerse, ağlaması muhtemelen öfke ve hüsrana dönüşeceklerdir!
Bebeğinizin ağlamasıyla başa çıkmanın en iyi yöntemi, yaşamının ilk birkaç ayında ağlamalarından herhangi birine mümkün olduğunca çabuk yanıt vermektir. Merak etmeyin, bu noktada ona özen ve ilgi göstermeniz onu şımartmaz. Aslında, ağlamalarına hemen müdahale etmek, genel olarak daha az ağlamasını sağlamaya yardımcı olur.
Ağlamayla Başa Çıkmak İçin İpuçları
Bebeğinizin ağlamalarına cevap verirken öncelik vermek önemlidir. İlk önce en acil ihtiyaçlarını karşılayın – üşüyorsa, açsa ve bezi ıslaksa, onu ısıtmalı, bezini değiştirmeli ve sonra da beslemelisiniz. Çığlık çığlığa ya da panik havasında ağlıyorsa, bir şeyin onu rahatsız ediyor olma olasılığı yüksektir, örneğin giysisindeki dikişler hassas cildini acıtıyor olabilir veya bir saç teli gözlerini gıdıklıyor olabilir.
Bebeğinizin sıcak olduğundan, bezinin kuru olduğundan ve zaten beslendiği halde ağlamaya devam ettiğiniz halde ağlamaya devam ediyorsa, deneyebileceğiniz bazı teknikler şunlardır:
- Onu kollarınızda sallamak: Bunu oturarak, ayakta veya dolaşırken yapabilirsiniz. Onu sallarken nazik hareketler yaptığınızdan emin olun ve hangi pozisyonun en iyi sonucu verdiğini görmek için üç pozisyonu da deneyin, çünkü bir pozisyonu diğerine tercih ediyor olabilir.
- Nazikçe okşayarak: Başını okşarken yada sırtını okşarken onu kollarınızla korumayı deneyin. Alternatif olarak, yatağındayken başını yada göğsünü okşamayı deneyebilirsiniz.
- Kundaklama: Rahat bir battaniye kullanarak onu sıkıca (ama çok sıkı değil) kundaklayın.
- Şarkı söylemek veya konuşmak: Onunla konuşurken veya şarkı söylerken sesinizi olabildiğince sakin, sıcak ve sevgi dolu tutun. Bunu yapamıyorsanız, sakinleşmek için biraz zaman ayırırken başka birinin devralmasına izin verin.
- Emmesine izin verin : Göğsünüzü emmesine izin verin – bu onu sakinleştirmeye yardımcı olur. Ayrıca her beslenmeden sonra gazını çıkarmayı unutmayın.
- Onu yakın tutun: Size yakın olabilmesi için bir bebek taşıyıcı veya kanguru kullanın. Onu taşırken nazikçe hareket ettiğinizden emin olun.
- Bir gezintiye çıkın: Onu bebek arabasına koyun ve hava izin verirse evin içinde veya dışarıda yürüyüşe çıkın. Alternatif olarak, onu ileri geri sallayabilirsiniz. Diğer bir seçenek de onu arabayla gezmeye çıkarmaktır (bir araba koltuğu kullandığınızdan emin olun) – bebek arabasının/arabanın ritmik hareketi genellikle yatıştırıcıdır ve uyumasına yardımcı olur.
- Yatıştırıcı müzik/sesler çalın: Güzel, rahatlatıcı sesler/müzikler çalmayı deneyin. Bunun yerine onu rahatsız edebileceğinden sesin çok yüksek olmadığından emin olun.
- Bebek masajını deneyin: Nazik ve yatıştırıcı bir bebek masajı, sakinleşmek için ihtiyacı olan şey olabilir. Ağlamasının nedeni olarak kolikten şüpheleniyorsanız veya emin değilseniz nasıl devam edeceğiniz konusunda tavsiye almak için çocuk doktoruna danışın.
Sakin Olun ve Nefes Alın
Sakin ve rahat bir tavır sergileyebilirseniz, ağlayan bebeğinizi teselli etmeniz çok daha kolay olacaktır. Bir bebeğin feryatlarını dinlemek üzücü olsa da, sizi hayal kırıklığına uğratmasına ve sizi kızdırmasına ya da paniklemesine izin vermek, yalnızca daha yoğun bir ağlama nöbetine yol açacaktır. Bebekler her zaman endişelendiğimizi ve öfkemizi hissederler. Bebeğinizin ağlamalarının kötü ebeveynliğin bir yansıması olmadığını unutmayın, bu yüzden bunu kişisel algılamayın.
Herhangi bir zamanda, bir şeyleri halledemeyeceğinizi hissetmeye başlarsanız, eşinizden veya bir aile üyenizden yardım isteyin. Bu, durumu yeniden değerlendirmenize ve kavramanıza izin verecektir. Hepsinden önemlisi, sizi ne kadar sabırsız veya öfkeli hissettirse de bebeğinizi asla sallamayın.
Gerçekçi bir yaklaşım benimsemeyi ve gerektiğinde yardım almayı öğrenin. Aynı derecede önemli olan, yeterince dinlenerek kendi sağlığınıza dikkat etmek ve son olarak, bebekle bu birkaç kısa, harika anın tadını çıkarmaktır.