-4 C
Türkiye
Cumartesi, Şubat 8, 2025
More

    A harfiyle başlayan erkek isimleri

    -A harfiyle başlayan erkek isimleri-

    ABAY: Beceri. Sezgi, anlayış, dikkat. Abay Kunanbayoğlu. Kazak Türk şiirinin kurucusu. Türkçe
    ABAZA: Karaçay Çerkes Özerk bölgesinde yaşayan müslüman bir halk. Abaza Hasan Paşa, Osmanlı vezirlerinden. Türkçe
    ABBAS:1. Sert, çatık kaşlı kimse. 2. Arslan (bkz. Esed, gazanfer, şiir). Abbas b. Abdülmuttalib. Rasûlullah (s.a.s)’ın amcası, Mekke’nin fethinde müslüman olmuştur. Arapça
    ABDİ: Kulluk ve itaat eden. Arapça
    ABDULLAH: Allah’ın adamı- Allah’a ait olan, onun yolundan giden kişi
    ABER: Hz. Nuh’un erkek torunu. Arapça
    ABHER: 1. Nergis çiçeği. 2. Yasemin. 3. Zerrin kadehi çiçeği. 4. Dolu kab. Arapça
    ABİDİN: Dua eden / Duacı
    ACUN: Dünya,varlık
    ADEM: Allah’ın yarattığı ilk insan / Adam
    ADNAN: Eski Türk isimlerinden / İki gökyüzü, iki cennet anlamında
    AĞANER:Saf, temiz, duru insan. Türkçe
    AHAD: 1. Bir, kişi, kimse. 2. Birler, birden dokuza kadar olan sayılar. 3. Ünlü Türk denizcilerinden Ahad bey (Umur bey donanmasından). Arapça
    AHKAF: 1. Kum fırtınası 2. Kur’an-ı Kerim’in 6. suresi. Araplar bu ismi, Arabistan’ın güneyinde, kimsenin bilmediği ve giremediği çöle vermişlerdir. Arapça
    AHMER: Kırmızı, kızıl. Arapça
    AHMET: Övülmeye değer/ Beğenilmiş / Allah’a şükreden Arapça
    AHNES: Basık ve sivri burunlu. Daha çok lakap olarak kullanılır. Arapça
    AHVER:-1. Müşteri yüzlü, güzel gözlü adam. 2. Zeki, akıllı. Arapça
    AKABE: 1. Sarp geçit, çıkılması zor yokuş. 2. Tehlike. Atlatılması zor güçlük, muhtıra. Arapça
    AKAD:Doğruluğuyla, dürüstlüğüyle tanınmış kimse. Türkçe
    AKALIN: Alnı açık, suçu olmayan, onurlu. Akalın (Besim Ö-mer Paşa). Türk hekim. Türkçe
    AKALP: Doğruluğu ve dürüstlüğüyle tanınan kimse. Türkçe
    AKANSEL:1. Akarsu. 2. Uzun mesafeler geçerek denize dökülen akarsu. Türkçe
    AKAR: 1. Akıp geçen. 2. Gelir getiren. Türkçe
    AKASOY: Sevilen, sayılan soydan gelen Türkçe
    AKAY: Beyaz ay,dolunay
    AKBATU: Yiğit erkek. Türkçe
    AKÇAR: iyi ruhlar. Türkçe
    AKDEMİR:Demir gibi güçlü ve temiz yürekli. Yiğit. Türkçe
    AKDES: En kutsal. Arapça
    AKDİL: İyi, doğru, güzel konuşan kişi. Türkçe
    AKDORU: Doruğu bulutlu dağ. Türkçe
    AKEL:1. Doğru, dürüst işler yapan kimse. Dürüst, güvenilir erkek. Türkçe
    AKGÜN: Mutlu, sevinçli gün. Türkçe
    AKHAN: Dürüst hakan. Türkçe
    AKİF:1. Bir şeyde sebat eden. 2. İbadet eden, ibadet maksadıyla mübarek bir yere çekilen. İ’tikafa giren. 3. Direnen. M. Akif Er soy: Ünlü şair ve yazarımız. Safahat’ın yazan. İstiklal marşını
    telif etmiştir. Arapça
    AKİL:Akıllı, akıl sahibi. Uslu, kavrayışlı. Ali b. Ebi Talib’in kardeşi. Akil b. Ebi Talib. Arapça
    AKIMAN: Cömert, eli açık kimse. Türkçe
    AKIN: Her engeli aşan, güçlüklerden yılmayan, hızlı hareket kabiliyetine sahip. Türkçe
    AKINALP: Akın yapan yiğit. Yiğit. Türkçe
    AKMAN: 1. Temiz, beyaz, güzel insan. 2. Yaşlı kimse. Türkçe
    AKÖZ:Özü sözü doğru kişi, temiz kişilikli. Türkçe
    AKSAN: İyi ve temiz tanınmış kimse. Türkçe
    AKŞİT:Kutlu uğurlu. 2. Ak. 3. Güneş, nur, aydınlık. Akşit Muhammed b. Tugac: İhşidiler devletinin kurucusu. Türkçe
    AKSOY: Temiz soylu. Türkçe
    AKSUNGUR: -Doğan cinsinden bir nevi av kuşu. Aksungur b. Abdullah. Melikşah zamanında Halep’in hakimliğini, yöneticiliğini yapan Türk Emiri. Türkce
    AKTAŞ:Mermer. Türkçe
    AKTAY: Beyaz tay. Türkler’de çok kullanılan bir isimdi. Türkçe
    AKTEKİN: Parlak, görkemli, temiz huylu yiğit. Türkçe
    AKTEMÜR: Akdemir. Türkçe
    AKYOL: Dürüst, doğru ve iyi yol. Türkçe
    ALAADDİN: -Dini yüceltmek için din uğruna çalışan kimse. Alaaddin Keykubad (1192-1237) Anadolu Selçuklu Sultanı. Türk dil kuralları açısından “d/t” olarak kullanılır. Arapça
    ALATAN: Güneş doğmadan önce ufukta beliren karışık renkler. Türkçe
    ALATAY: Derisinde benekler olan tay. Türkçe
    ALDEMİR:Ateşte kıpkırmızı hale getirilen demir Al-Demir Bilinmiyor
    ALEMDAR: 1.Bayrak veya sancak tutan, taşıyan, bayraktar, sancaktar. 2. İşe önderlik eden. Alemdar Mustafa Paşa: Osmanlı veziri. Arapça-Farsça
    ALEN: Saygınlık, başarı. Anlamının eksik yada yanlış olduğunu düşünüyorsanız yorum yada iletişim şeklinde bizimle irtibat kurabilirsiniz. Ermenice
    ALGAN: Alan, fetheden, fatih. Türkçe
    ALGIN: 1. Güçlü, iyi, güzel, sıcakkanlı, sevimli. 2. Sevdalı, aşık, vurgun. 3. Hızlı akan su. 4. Renksiz, cılız, zayıf. Türkçe
    ALGUHAN: Çağatay hanlığı hükümdarı. (1266). Orta Asyayı ele geçirip Harezmden Afganistan’a kadar sınırlarını genişletti. Cengiz’in yasalarını şiddetle uyguladı. Türkçe
    ALİ: 1. Yüce, ulu, yüksek. 2. Hz. Ali: Ebu Talib’in oğlu. Peygamberimizin amcazadesi ve kızı Fatma (r.anha)’nın kocası. Dördüncü halife. Arapça
    ALİHAN: Yüce han. Arapça-Türkçe
    ALİCAN: Ali ve can isimlerinin bir araya gelmesinden meydana gelmiştir. (bkz. Ali ve Can). Arapça-Farsça
    ALİCENGİZ: Akla gelmez, şeytanca, beklenmedik ve umulmadık tarzda anlamlan ile “Alicengiz oyunu” deyiminde geçer. Arapça-Türkçe
    ALİM: 1. Çok okumuş, bilgin.,2. Çok bilen. 3. Sonsuz. İlim sahibi. Allah’ın sıfatlarındandır. Kur’an’da Cenab-ı Hakk’ın ismi olarak 13 yerde geçer. “Abd” takısı alarak da kullanılır. Arapça
    ALİŞAH:Hükümdarların en yücesi. Alişah Taceddin. (?-1324). İlhanlı veziri. Arapça-Farsça
    ALİŞAN: Şan ve şerefi yüce ve yüksek olan çok değerli. Arapça-Farsça
    ALİYAR:1. Yar, dost, sevgili. 2. Alinin dostu, sevgili adı. 3. Yüce dost. Birleşik isim Arapça-Farsça
    ALKAN:Alkan Kırmızı kan. Alkan bey: Türk denizci. Selçukluların egemenliğindeki İznik’te Ebu’l-Kasım’ın donanma komutanı. Türkçe
    ALKIM: Gökkuşağı. Alkım (Uluğ Bahadır) Türk Arkeolog. Türkçe
    ALKIN: 1. Sevdalı, aşık, vurgun. 2. El çırpma, övme. Türkçe
    ALKUR: Hep, bütün, herkes. Türkçe
    ALP: 1. Eski Türklerde kahraman, yiğit, cesur, bahadır, pehlivan. 2. Seyfi kola mensup, savaşçı, fütüvvct ehli. Alperen, Alpgazi. Bu isim İslam’dan sonra da Türkler arasında kullanılmaya devam
    etti. Türkçe
    ALPAGU:Alpagu 1. Tek başına düşmana saldıran yiğit. 2. Eski Türklerde bir rütbe adı. 3. Eski Türklerde bir kurt adı. Türkçe
    ALPARSLAN: Korkusuz, yiğit, Soylu, aslan gibi anlamında Türkçe
    ALPAY:Cesur, yiğit kimse. Türkçe
    ALPÇETİN: Cesur, yiğit kimse.
    ALPDOĞAN: Doğuştan yiğit olan. Türkçe
    ALPER: 1. Eski Türklerde kahraman, yiğit, cesur, bahadır, pehlivan. 2. Seyfi kola mensup, savaşçı, fütüvvct ehli. Alperen, Alpgazi. Bu isim İslam’dan sonra da Türkler arasında kullanılmaya
    devam etti. Türkçe
    ALPERAY: Cesur erkek ve Eray: ilk ay isimlerinin birleşiminden oluşmuştur. Türkçe
    ALPERAN:Yiğit, bahadır. Türkçe
    ALPERTUNGA: Efsanevi Türk hükümdarı ve destan kahramanı. M.Ö. 626 yıllarında yaşayıp İranlılarla uzun savaşlara giren Turan (Saka) hükümdarı olduğu söylenir.Türk, İran, Arap, Hint, Eski
    Yunan ve Asur kaynaklarında kendisinden değişik adlarla bahsedilir. Türkçe
    ALPGİRAY: Yiğit hükümdar. Kırım veliahtı. Bir ara Kırım Hanı da oldu. Türkçe
    ALPHAN: Yiğit hükümdar. Türkçe
    ALPKAN:Yiğit soydan gelen. Türkçe
    ALPMAN: Yiğit, cesur, kahraman. Türkçe
    ALPSOY:. Yiğit ve cesur soya mensub. Türkçe
    ALPTEKİN: Kahraman şehzade. Birleşik isim. Alp: Kahraman, Tekin: Şehzade. Türkçe
    ALPTUĞ: Yiğit cengaver, sevilen komutan, hükümdar, tuğluk. Türkçe
    ALTAN: 1. Sabahın güneş doğarkenki zamanı. 2. Hakanlara verilen unvan, sultan, padişah. Türkçe
    ALTAY: 1. Asya’da Batı Sibirya ile Moğolistan’ı ayıran dağlık bölge. 2. Altay dağlan bölgesinde yaşayan Türklerin genel adı. Türkçe
    ARAS: Kalın Yün, At kılı anlamında (Aras nehri) Türkçe
    ARCAN: Özü saf, temiz kimse Türkçe
    ARCENK: Namus uğruna kahramanca mücadele eden. Kaynak: http://tr.wiktionary.org/wiki/arcenk. Türkçe
    ARDA: 1. Eskiden bazı çavuşların elde tuttukları uzun değnek. 2. İşaret için dikilen değnek. -3. Çıkrıkçı kalemi. 4. Sonra gelen. Türkçe
    AREF:1. Pek maruf, çok bilinen. 2. Arif, anlayışlı ve bilgili. Arapça
    AREL:Temiz, dürüst kimse. Türkçe
    ARGU: 1. İki dağ arası, uçurum. 2. Orta Asya’da Issık gölü çevresinde Çu ve Talaş havzalarında yaşamış Kırgızların en büyük boyu. Argu Türkleri. Türkçe
    ARGUN: 1. Zayıf, güçsüz, düşkün, dermansız, zebun. 2. Yanyana iki kamış düdüğünden veya kartal kemiğinden yapılmış kaval. Argun: İlhanlı hükümdarı. Abaka Han’ın oğlu. Türkçe
    ARGÜN: Temiz, aydınlık gün. Türkçe
    ARHAN: Üstün nitelikli, gururlu bakan. Türkçe
    ARICAN: Temiz, doğru kimse. Türkçe
    ARİF:1. Meşhur, çok tanınmış, mütearif. 2. Bilgi sahibi. Bilen, bilgili, irfan sahibi. 3. Sıbyan mektebi hocası veya kalfası. Arapça
    ARINÇ: 1. Temiz, saf, arı. 2. Barış. Türkçe
    ARISAL: An gibi çalışkan kimse. Türkçe
    ARISAN: Temiz, doğru tanınmış kimse. Türkçe
    ARKAN: 1. Temiz, ari kandan gelen. 2. Üstün galip. Arkan (Seyfı) Türk mimar (1903-1966). Arapça
    ARKIN:Yavaş, ağır, sakin, gelecek yıl. Türkçe
    ARKUT:Temiz, uğurlu, kutlu. Türkçe
    ARMAN: 1. Hasret, özleme. 2. Zahmet, sıkıntı. 3. Teessüf. 4. Pişmanlık. Farsça
    ARSAL:Temiz huylu, namuslu. Türkçe
    ARSLAN: 1. Kuvvet ve saldırganlığıyla tanınan hayvan, esed, şir. 2. Cesur adam, bahadır. 3. Bir çeşit çiçek. Arslan Argun: Alpaslan’ın oğlu (1097). Türkçe
    ARTUÇ: Ucu sivri demirle donanmış mızrak. Türkçe
    AETUK:Selçuklu Emiri. (XI. yy.). Selçukluların ünlü hakanı Alpaslan’ın emrinde Malazgirt savaşına katıldı. Türkçe
    ARTUN: Gururlu, kendine güveni olan, vakur. Türkçe
    ARZIK:Dindar, sofu. Türkçe
    ASAF: 1. Vezir. 2. Erdem, ileri görüşlülük, yönetimde başarı. Hz. Süleyman’ın ünlü veziri. Süleyman (a.s.)’ın en çok güvendiği kişiydi. Neml suresinde anlatılanlar Asaf üzerine yorumlandı. Daha
    sonra padişahın vezirlerine Asaf unvanı verildi. Arapça
    AŞIK:1. Bir başkasını aşkla seven. 2. Dalgın, unutkan. 3. Tasavvufta Allah’a muhabbet duyan kişi. Aşık Çelebi (1520-1572) Osmanlı şair ve yazarlardan. Türkçe
    ASİL: 1. Sağlam. 2. İyice kökleşmiş, yüksek duygularla hareket eden. 3. Kendi kendine hareket eden. 4. Soyu, sopu belli. Necip. Arapça
    ASIM:1. Yasak, yanına yaklaşılamayan. 2. Günahtan, haramdan çekinen. 3. İffetli, afif, ismetli, perhizkar. Asım b. Umeyr: (749). İslam komutanlarından. Maveraünnehir fethine katıldı ve
    yiğitliğiyle ün saldı. Arapça
    ASLAN: Türklerin, güçlü insan tanımlarında genellikle seçtikleri ormanlar kralı Türkçe
    ASRIN: Bu asıra ait, bu devire uygun Türkçe
    ASUTAY: Hırçın tay. Türkçe
    ATA: 1. Baba. 2. Soyun geçmişte yaşamış ferdi. 3. Vermiş, veriş. Bağışlama, ihsan. 4. Yesevi tarikatında mürşid. Ata b. Ebi Rabah: Fıkıh alimi (Mekke 733). Ebu Meysere b. Ebu Hüseyin
    el-Fikri’nin azatlı kölesiydi. Birçok hadis rivayet etmiştir. Türkçe
    ATABEK: 1. Selçuklu devletinde şehzadelerin terbiyesiyle vazifeli şahıs. 2. Lala. Devlet idaresinde yetki taşıyan naip. Türkçe
    ATABERK:Selçuklu devletinde şehzadelerin terbiyesiyle vazifeli şahıs. Lala. Türkçe
    ATABEY: Devlet yönetiminde bir san. Lala. Türkçe
    ATACAN: (bkz. Ata). Türkçe
    ATAERGİN: (bkz. Ata). Türkçe
    ATAHAN:(bkz. Ata). Türkçe
    ATAKAN: -1. Düşünmeksizin her işe sokulan adam. 2. İleri atılan. Türkçe
    ATALAY:(bkz. “Ata”). Ünlü, namlı, şöhretli. Atalay Mahmut, Türk güreşçi. Balkan, Avrupa, Dünya ve Meksika Olimpiyatları şampiyonu oldu (1968). Türkçe
    ATAMAN:(bkz. “Ata”). 1. Ata kişi, başkan, önder. 2. Don kazaklarının önderlerine verilen ad. Türkçe
    ATANER: (bkz. Ata). Türkçe
    ATANUR: Atasından aldığı nuru taşıyan Türkçe
    ATASAGUN: Eski Türklerde hekimlere verilen isim. Türkçe
    ATASAN:(bkz. Ata). Türkçe
    ATASEVEN: (bkz. Ata). Türkçe
    ATASOY:(bkz. Ata). Türkçe
    ATAY: Bilinen, tanınmış. Türkçe
    ATEŞ:Yanıcı maddelerin yanmasıyla ısı ve ışığın ortaya çıkması Türkçe
    ATIF:1. Çevirme, meylettirme, imale. 2. Yükletme, birinin işi veya sözü olduğunu iddia etme, hami, isnad. 3. Yüzünü çeviren, meyleden, mail, müteveccih. 4.Merhamet sahibi, şefkatli, acıyan.
    5. Beğenen. Atıf Efendi (Mehmet Kuyucaklı. (-İst. 1847). Osmanlı matematik bilgini. Şam ve İstanbul kadılıklarında bulundu. Arapça
    ATİK: 1. Sırtın üst kısmı. 2. Berrak, saf, karışmamış, kıymetli. 3. Eski, kadim, kühen, dirin. 4. Azatlı, hür. 5. Güzel genç kız. 6. Çok hareketli, çevik, hızlı hareket eden. 7. Asil. 8. Hz. Ebubekir’in
    lakabı. Peygamber (s.a.s)’in “Sen ateşten kurtulmuş kimsesin” müjdesine kavuşmuş olmasından ötürü bu lakapla anıldığı söylenir. Arapça
    ATIL: Girişken ol, ilerlemek için çaba göster. Türkçe
    ATILAY: 1. Ünlü, namlı, şöhretli. 2. Atilla’dan sonra tahta geçen ünlü hükümdar. Türkçe
    ATILGAN: 1. Karşısına çıkabilecek engellerden ve tehlikelerden korkmadan her zaman ileriye atılan. 2. Karşı çıkan, çekinmesi olmayan, cüretkar. 3. Hevesli. Türkçe
    ATİLLA:1. Büyük, ünlü. 2. Babacık. 3. Savaşçı, fatih. 4. Hun Türklerinin büyük imparatoru (400-453). Türkçe
    ATINÇ:Atılgan / Atak Türkçe
    ATKIN:Atılmış. Kumaş dokumada kullanılan tabir. Türkçe
    ATLAN: Ata bin. Türkçe
    ATLAS:1. Üstü ipek, altı pamuk kumaş, diba. 2. Düz, havasız, tüysüz. 3. Büyük harita. 4. Atlas okyanusu. 5. Kuzey Afrika’da Fas, Cezayir’i geçerek Tunus Körfezi’ne kadar uzanan sıradağlara
    verilen ad. Türkçe
    ATILHAN:Ata binmiş süvari. Birleşik isim. Atlıhan: Alınca Hanın oğlu. Tatar’ın kutsal göbek soyundan sekizinci kuşak. Türkçe
    ATTİLA: Hunların “Tanrının Kırbacı” denilen büyük hükümdarı Türkçe
    AVNİ: 1. Yardımla ilgili, yardıma ait. 2. Fatih Sultan Mehmed’in şiirde kullandığı mahlas. Arapça
    AVNULLAH: Allah’ın yardımı. Birleşik isim. Arapça
    AYALP: Ay kadar parlak ve güzel, yiğit. Türkçe
    AYAZ: Soğuk ve Durgun hava. Dondurucu soğuk. Ayaz: Selçuklu emin (Öl. 1105). Türkçe
    AYBAR:1. Gösterişli, heybetli, görkemli. 2. Korku veren. Türkçe
    AYBARS: Ay ve Pars kelimelerinden, Ay gibi güzel, pars gibi yırtıcı Türkçe
    AYBEG: -Ay gibi temiz ve aydın yönetici, ileri gelen, bey. Abeg Kutbeddin (Öl. 1210): Delhi Memlükler Devleti’nin kurucusu. İslam’ın Ortaasya’da yayılmasında büyük başarılar gösteren, Gazne
    sultanı Muiziddin’le birlikte savaşıp onun ölümüyle Delhi sultanlığına gelen ünlü komutan. Türkçe
    AYBEK: Put, sanem. Farsça
    AYBERK: 1. Sağlam ay, sağlam kişilik. 2. Şimşek, ay’ın şimşek gibi parlaklığı. 3. Yaprak, ay yaprağı. Türkçe
    AYÇETİN: Zor, güç ay. Türkçe
    AYDEMİR: Marangozların kullandığı kavisli bir keser çeşidi. Türkçe
    AYDINALP: Münevver, bilgili, yiğit, kahraman kişi. Konya Selçuklulan’ndan ünlü bir komutan. Türkçe
    AYDİNÇ:Cesur, aydın. Türkçe
    AYDINER:(bkz. Aydın). Türkçe
    AYGUTALP: (bkz. Aygut). Aygutalp: (XIV. yy.) Türk komutan. Osman Gazi’nin silah arkadaşı. İlk Türk denizcisi İmralı fatihi Kara Ali’nin babası. Yıldırım Bayezid’le birlikte Timur’a esir düşen
    Timurtaş Paşa’nın dedesi. Türkçe
    AYHAN: Ay sahibi, ay hakimi. Oğuz Kağan Destanı’na göre, Oğuz’un altı oğlundan biri. Efsanede bahsedilen, Oğuz’un ışıktan doğan karısından olan 3 oğlundan biri. Ayhan’ın 4 oğlu 24 Oğuz
    boyunun 4’ünü oluşturur. Bunlar Bozoklu soyudur. Türkçe
    AYKAÇ: 1. Söyleyen, konuşan. 2. Akıl veren. 3. Ozan, şair. Türkçe
    AYKAN:Soylu, asil, temiz kişi. Türkçe
    AYKUT: 1. Kutlu, uğurlu ay. 2. Karşılık, mükafat. Türkçe
    AYKUTALP: Mükafat veren kahraman, iyi karşılık veren bahadır. Türkçe
    AYMAN: Ay gibi güzel, ışıklı kimse. Türkçe
    AYMETE:(bkz. Mete). Türkçe
    AYMUTLU: (bkz Mutlu). Türkçe
    AYSUNGUR: (bkz. Sungur). Türkçe
    AYTAÇ:Başa takılan ay şeklinde taç. Türkçe
    AYTEK: Ay gibi (Eski Türkçede tek/teg olarak kullanılmıştır). Türkçe
    AYTEKİN:Ay şehzadesi, ay prensi. Türkçe
    AYTUĞ:1. Mızrağın ucuna yapılmış ayın üstüne yapılan tüy. 2. Tuğ, tüy, fars gibi. Türkçe
    AYTUN:: türkçe gizli saklı kalmış köşe anlamında. Ay da onu aydınlatan. ayrıca tun gece anlamına da geliyor. Türkçe
    AYVAZ: 1. Arapça ivaz kelimesinin bozulmuş şekli. 2. Eskiden kibar konaklarda yemek servisi yapan ve sokak işlerinde kullanılan Vanlı Ermenilere verilen ad. Ermeni uşak. 3. Karagöz perdesinin
    belli başlı tiplerinden biri. 4. Köroğlu destanında bir kahraman. Arapça
    AZAD: l. Hür, serbest. 2. Kimseye bağımlı olmayan. 3. Kurtulmuş. 4. Müberra. 5. Zarif, nazik. -Türk dil kuralı açısından “d/t” olarak kullanılır. Farsça
    AZAM:En büyük, daha büyük, ulu. İmam-ı Azam Ebu Hanife: Hanefi mezhebinin kurucusu. Büyük alim ve müctehid. Arapça
    AZER: Ateş. İbrahim (a.s.)’in babası olduğu söylenir. Farsça-İbranice
    AZİM: 1. Büyük, ulu, cesim, iri, muhteşem. 2. Kuvvetli, şiddetli, derecesi yüksek. 3. Ehemmiyetli, mühim, müthiş. Arapça
    Aziz 1. Muhterem, sayın. 2. Sevgili. 3. Veli, evliya, ermiş. 4. Az bulunur. 5. Allah’ın izzetli kıldığı, mü’min. Aziz (İmadettin Abulfeth Osman el-Aziz): Selahaddin Eyyubi-’nin II. oğlu. Kardeşi el-Efdal,
    Melik iken kendisi Şam’ı terkederek Mısır Eyyubileri hükümdarlığını ilan etti. Fakat daha sonra kardeşiyle barıştı. Kur’an-ı Kerim’de Âl-i İmran ve Yusuf surelerinde geçmektedir. Arapça
    AZİZİ:Aziz’e ait. XVI. yy.’da yaşamış Türk şairi. “Yedikuleli Azizi’ lakabıyla tanınır. Asıl adı Mustafa’dır. Arapça
    AZMİ:1. Kasıt, niyetlilik karar. 2. Kemikli. 3. Güçlü, kuvvetli. Azmi Pir Mehmet (-1583): Şehzade Mehmed’in ve III. Mehmed’in hocalığını yapmıştır. Arapça
    AZMUN: Deneme, sınama, tecrübe. Farsça
    AZRAF: 1. Zarif. 2. Pek ince, pek nazik. 3. Çok zeki. Arapça

    İLGİLİ YAZILAR

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz

    Benzer Yazılar

    POPÜLER

    Son Eklenenler