-A harfiyle başlayan erkek isimleri-
ABAY: Beceri. Sezgi, anlayış, dikkat. Abay Kunanbayoğlu. Kazak Türk şiirinin kurucusu. Türkçe
ABAZA: Karaçay Çerkes Özerk bölgesinde yaşayan müslüman bir halk. Abaza Hasan Paşa, Osmanlı vezirlerinden. Türkçe
ABBAS:1. Sert, çatık kaşlı kimse. 2. Arslan (bkz. Esed, gazanfer, şiir). Abbas b. Abdülmuttalib. Rasûlullah (s.a.s)’ın amcası, Mekke’nin fethinde müslüman olmuştur. Arapça
ABDİ: Kulluk ve itaat eden. Arapça
ABDULLAH: Allah’ın adamı- Allah’a ait olan, onun yolundan giden kişi
ABER: Hz. Nuh’un erkek torunu. Arapça
ABHER: 1. Nergis çiçeği. 2. Yasemin. 3. Zerrin kadehi çiçeği. 4. Dolu kab. Arapça
ABİDİN: Dua eden / Duacı
ACUN: Dünya,varlık
ADEM: Allah’ın yarattığı ilk insan / Adam
ADNAN: Eski Türk isimlerinden / İki gökyüzü, iki cennet anlamında
AĞANER:Saf, temiz, duru insan. Türkçe
AHAD: 1. Bir, kişi, kimse. 2. Birler, birden dokuza kadar olan sayılar. 3. Ünlü Türk denizcilerinden Ahad bey (Umur bey donanmasından). Arapça
AHKAF: 1. Kum fırtınası 2. Kur’an-ı Kerim’in 6. suresi. Araplar bu ismi, Arabistan’ın güneyinde, kimsenin bilmediği ve giremediği çöle vermişlerdir. Arapça
AHMER: Kırmızı, kızıl. Arapça
AHMET: Övülmeye değer/ Beğenilmiş / Allah’a şükreden Arapça
AHNES: Basık ve sivri burunlu. Daha çok lakap olarak kullanılır. Arapça
AHVER:-1. Müşteri yüzlü, güzel gözlü adam. 2. Zeki, akıllı. Arapça
AKABE: 1. Sarp geçit, çıkılması zor yokuş. 2. Tehlike. Atlatılması zor güçlük, muhtıra. Arapça
AKAD:Doğruluğuyla, dürüstlüğüyle tanınmış kimse. Türkçe
AKALIN: Alnı açık, suçu olmayan, onurlu. Akalın (Besim Ö-mer Paşa). Türk hekim. Türkçe
AKALP: Doğruluğu ve dürüstlüğüyle tanınan kimse. Türkçe
AKANSEL:1. Akarsu. 2. Uzun mesafeler geçerek denize dökülen akarsu. Türkçe
AKAR: 1. Akıp geçen. 2. Gelir getiren. Türkçe
AKASOY: Sevilen, sayılan soydan gelen Türkçe
AKAY: Beyaz ay,dolunay
AKBATU: Yiğit erkek. Türkçe
AKÇAR: iyi ruhlar. Türkçe
AKDEMİR:Demir gibi güçlü ve temiz yürekli. Yiğit. Türkçe
AKDES: En kutsal. Arapça
AKDİL: İyi, doğru, güzel konuşan kişi. Türkçe
AKDORU: Doruğu bulutlu dağ. Türkçe
AKEL:1. Doğru, dürüst işler yapan kimse. Dürüst, güvenilir erkek. Türkçe
AKGÜN: Mutlu, sevinçli gün. Türkçe
AKHAN: Dürüst hakan. Türkçe
AKİF:1. Bir şeyde sebat eden. 2. İbadet eden, ibadet maksadıyla mübarek bir yere çekilen. İ’tikafa giren. 3. Direnen. M. Akif Er soy: Ünlü şair ve yazarımız. Safahat’ın yazan. İstiklal marşını
telif etmiştir. Arapça
AKİL:Akıllı, akıl sahibi. Uslu, kavrayışlı. Ali b. Ebi Talib’in kardeşi. Akil b. Ebi Talib. Arapça
AKIMAN: Cömert, eli açık kimse. Türkçe
AKIN: Her engeli aşan, güçlüklerden yılmayan, hızlı hareket kabiliyetine sahip. Türkçe
AKINALP: Akın yapan yiğit. Yiğit. Türkçe
AKMAN: 1. Temiz, beyaz, güzel insan. 2. Yaşlı kimse. Türkçe
AKÖZ:Özü sözü doğru kişi, temiz kişilikli. Türkçe
AKSAN: İyi ve temiz tanınmış kimse. Türkçe
AKŞİT:Kutlu uğurlu. 2. Ak. 3. Güneş, nur, aydınlık. Akşit Muhammed b. Tugac: İhşidiler devletinin kurucusu. Türkçe
AKSOY: Temiz soylu. Türkçe
AKSUNGUR: -Doğan cinsinden bir nevi av kuşu. Aksungur b. Abdullah. Melikşah zamanında Halep’in hakimliğini, yöneticiliğini yapan Türk Emiri. Türkce
AKTAŞ:Mermer. Türkçe
AKTAY: Beyaz tay. Türkler’de çok kullanılan bir isimdi. Türkçe
AKTEKİN: Parlak, görkemli, temiz huylu yiğit. Türkçe
AKTEMÜR: Akdemir. Türkçe
AKYOL: Dürüst, doğru ve iyi yol. Türkçe
ALAADDİN: -Dini yüceltmek için din uğruna çalışan kimse. Alaaddin Keykubad (1192-1237) Anadolu Selçuklu Sultanı. Türk dil kuralları açısından “d/t” olarak kullanılır. Arapça
ALATAN: Güneş doğmadan önce ufukta beliren karışık renkler. Türkçe
ALATAY: Derisinde benekler olan tay. Türkçe
ALDEMİR:Ateşte kıpkırmızı hale getirilen demir Al-Demir Bilinmiyor
ALEMDAR: 1.Bayrak veya sancak tutan, taşıyan, bayraktar, sancaktar. 2. İşe önderlik eden. Alemdar Mustafa Paşa: Osmanlı veziri. Arapça-Farsça
ALEN: Saygınlık, başarı. Anlamının eksik yada yanlış olduğunu düşünüyorsanız yorum yada iletişim şeklinde bizimle irtibat kurabilirsiniz. Ermenice
ALGAN: Alan, fetheden, fatih. Türkçe
ALGIN: 1. Güçlü, iyi, güzel, sıcakkanlı, sevimli. 2. Sevdalı, aşık, vurgun. 3. Hızlı akan su. 4. Renksiz, cılız, zayıf. Türkçe
ALGUHAN: Çağatay hanlığı hükümdarı. (1266). Orta Asyayı ele geçirip Harezmden Afganistan’a kadar sınırlarını genişletti. Cengiz’in yasalarını şiddetle uyguladı. Türkçe
ALİ: 1. Yüce, ulu, yüksek. 2. Hz. Ali: Ebu Talib’in oğlu. Peygamberimizin amcazadesi ve kızı Fatma (r.anha)’nın kocası. Dördüncü halife. Arapça
ALİHAN: Yüce han. Arapça-Türkçe
ALİCAN: Ali ve can isimlerinin bir araya gelmesinden meydana gelmiştir. (bkz. Ali ve Can). Arapça-Farsça
ALİCENGİZ: Akla gelmez, şeytanca, beklenmedik ve umulmadık tarzda anlamlan ile “Alicengiz oyunu” deyiminde geçer. Arapça-Türkçe
ALİM: 1. Çok okumuş, bilgin.,2. Çok bilen. 3. Sonsuz. İlim sahibi. Allah’ın sıfatlarındandır. Kur’an’da Cenab-ı Hakk’ın ismi olarak 13 yerde geçer. “Abd” takısı alarak da kullanılır. Arapça
ALİŞAH:Hükümdarların en yücesi. Alişah Taceddin. (?-1324). İlhanlı veziri. Arapça-Farsça
ALİŞAN: Şan ve şerefi yüce ve yüksek olan çok değerli. Arapça-Farsça
ALİYAR:1. Yar, dost, sevgili. 2. Alinin dostu, sevgili adı. 3. Yüce dost. Birleşik isim Arapça-Farsça
ALKAN:Alkan Kırmızı kan. Alkan bey: Türk denizci. Selçukluların egemenliğindeki İznik’te Ebu’l-Kasım’ın donanma komutanı. Türkçe
ALKIM: Gökkuşağı. Alkım (Uluğ Bahadır) Türk Arkeolog. Türkçe
ALKIN: 1. Sevdalı, aşık, vurgun. 2. El çırpma, övme. Türkçe
ALKUR: Hep, bütün, herkes. Türkçe
ALP: 1. Eski Türklerde kahraman, yiğit, cesur, bahadır, pehlivan. 2. Seyfi kola mensup, savaşçı, fütüvvct ehli. Alperen, Alpgazi. Bu isim İslam’dan sonra da Türkler arasında kullanılmaya devam
etti. Türkçe
ALPAGU:Alpagu 1. Tek başına düşmana saldıran yiğit. 2. Eski Türklerde bir rütbe adı. 3. Eski Türklerde bir kurt adı. Türkçe
ALPARSLAN: Korkusuz, yiğit, Soylu, aslan gibi anlamında Türkçe
ALPAY:Cesur, yiğit kimse. Türkçe
ALPÇETİN: Cesur, yiğit kimse.
ALPDOĞAN: Doğuştan yiğit olan. Türkçe
ALPER: 1. Eski Türklerde kahraman, yiğit, cesur, bahadır, pehlivan. 2. Seyfi kola mensup, savaşçı, fütüvvct ehli. Alperen, Alpgazi. Bu isim İslam’dan sonra da Türkler arasında kullanılmaya
devam etti. Türkçe
ALPERAY: Cesur erkek ve Eray: ilk ay isimlerinin birleşiminden oluşmuştur. Türkçe
ALPERAN:Yiğit, bahadır. Türkçe
ALPERTUNGA: Efsanevi Türk hükümdarı ve destan kahramanı. M.Ö. 626 yıllarında yaşayıp İranlılarla uzun savaşlara giren Turan (Saka) hükümdarı olduğu söylenir.Türk, İran, Arap, Hint, Eski
Yunan ve Asur kaynaklarında kendisinden değişik adlarla bahsedilir. Türkçe
ALPGİRAY: Yiğit hükümdar. Kırım veliahtı. Bir ara Kırım Hanı da oldu. Türkçe
ALPHAN: Yiğit hükümdar. Türkçe
ALPKAN:Yiğit soydan gelen. Türkçe
ALPMAN: Yiğit, cesur, kahraman. Türkçe
ALPSOY:. Yiğit ve cesur soya mensub. Türkçe
ALPTEKİN: Kahraman şehzade. Birleşik isim. Alp: Kahraman, Tekin: Şehzade. Türkçe
ALPTUĞ: Yiğit cengaver, sevilen komutan, hükümdar, tuğluk. Türkçe
ALTAN: 1. Sabahın güneş doğarkenki zamanı. 2. Hakanlara verilen unvan, sultan, padişah. Türkçe
ALTAY: 1. Asya’da Batı Sibirya ile Moğolistan’ı ayıran dağlık bölge. 2. Altay dağlan bölgesinde yaşayan Türklerin genel adı. Türkçe
ARAS: Kalın Yün, At kılı anlamında (Aras nehri) Türkçe
ARCAN: Özü saf, temiz kimse Türkçe
ARCENK: Namus uğruna kahramanca mücadele eden. Kaynak: http://tr.wiktionary.org/wiki/arcenk. Türkçe
ARDA: 1. Eskiden bazı çavuşların elde tuttukları uzun değnek. 2. İşaret için dikilen değnek. -3. Çıkrıkçı kalemi. 4. Sonra gelen. Türkçe
AREF:1. Pek maruf, çok bilinen. 2. Arif, anlayışlı ve bilgili. Arapça
AREL:Temiz, dürüst kimse. Türkçe
ARGU: 1. İki dağ arası, uçurum. 2. Orta Asya’da Issık gölü çevresinde Çu ve Talaş havzalarında yaşamış Kırgızların en büyük boyu. Argu Türkleri. Türkçe
ARGUN: 1. Zayıf, güçsüz, düşkün, dermansız, zebun. 2. Yanyana iki kamış düdüğünden veya kartal kemiğinden yapılmış kaval. Argun: İlhanlı hükümdarı. Abaka Han’ın oğlu. Türkçe
ARGÜN: Temiz, aydınlık gün. Türkçe
ARHAN: Üstün nitelikli, gururlu bakan. Türkçe
ARICAN: Temiz, doğru kimse. Türkçe
ARİF:1. Meşhur, çok tanınmış, mütearif. 2. Bilgi sahibi. Bilen, bilgili, irfan sahibi. 3. Sıbyan mektebi hocası veya kalfası. Arapça
ARINÇ: 1. Temiz, saf, arı. 2. Barış. Türkçe
ARISAL: An gibi çalışkan kimse. Türkçe
ARISAN: Temiz, doğru tanınmış kimse. Türkçe
ARKAN: 1. Temiz, ari kandan gelen. 2. Üstün galip. Arkan (Seyfı) Türk mimar (1903-1966). Arapça
ARKIN:Yavaş, ağır, sakin, gelecek yıl. Türkçe
ARKUT:Temiz, uğurlu, kutlu. Türkçe
ARMAN: 1. Hasret, özleme. 2. Zahmet, sıkıntı. 3. Teessüf. 4. Pişmanlık. Farsça
ARSAL:Temiz huylu, namuslu. Türkçe
ARSLAN: 1. Kuvvet ve saldırganlığıyla tanınan hayvan, esed, şir. 2. Cesur adam, bahadır. 3. Bir çeşit çiçek. Arslan Argun: Alpaslan’ın oğlu (1097). Türkçe
ARTUÇ: Ucu sivri demirle donanmış mızrak. Türkçe
AETUK:Selçuklu Emiri. (XI. yy.). Selçukluların ünlü hakanı Alpaslan’ın emrinde Malazgirt savaşına katıldı. Türkçe
ARTUN: Gururlu, kendine güveni olan, vakur. Türkçe
ARZIK:Dindar, sofu. Türkçe
ASAF: 1. Vezir. 2. Erdem, ileri görüşlülük, yönetimde başarı. Hz. Süleyman’ın ünlü veziri. Süleyman (a.s.)’ın en çok güvendiği kişiydi. Neml suresinde anlatılanlar Asaf üzerine yorumlandı. Daha
sonra padişahın vezirlerine Asaf unvanı verildi. Arapça
AŞIK:1. Bir başkasını aşkla seven. 2. Dalgın, unutkan. 3. Tasavvufta Allah’a muhabbet duyan kişi. Aşık Çelebi (1520-1572) Osmanlı şair ve yazarlardan. Türkçe
ASİL: 1. Sağlam. 2. İyice kökleşmiş, yüksek duygularla hareket eden. 3. Kendi kendine hareket eden. 4. Soyu, sopu belli. Necip. Arapça
ASIM:1. Yasak, yanına yaklaşılamayan. 2. Günahtan, haramdan çekinen. 3. İffetli, afif, ismetli, perhizkar. Asım b. Umeyr: (749). İslam komutanlarından. Maveraünnehir fethine katıldı ve
yiğitliğiyle ün saldı. Arapça
ASLAN: Türklerin, güçlü insan tanımlarında genellikle seçtikleri ormanlar kralı Türkçe
ASRIN: Bu asıra ait, bu devire uygun Türkçe
ASUTAY: Hırçın tay. Türkçe
ATA: 1. Baba. 2. Soyun geçmişte yaşamış ferdi. 3. Vermiş, veriş. Bağışlama, ihsan. 4. Yesevi tarikatında mürşid. Ata b. Ebi Rabah: Fıkıh alimi (Mekke 733). Ebu Meysere b. Ebu Hüseyin
el-Fikri’nin azatlı kölesiydi. Birçok hadis rivayet etmiştir. Türkçe
ATABEK: 1. Selçuklu devletinde şehzadelerin terbiyesiyle vazifeli şahıs. 2. Lala. Devlet idaresinde yetki taşıyan naip. Türkçe
ATABERK:Selçuklu devletinde şehzadelerin terbiyesiyle vazifeli şahıs. Lala. Türkçe
ATABEY: Devlet yönetiminde bir san. Lala. Türkçe
ATACAN: (bkz. Ata). Türkçe
ATAERGİN: (bkz. Ata). Türkçe
ATAHAN:(bkz. Ata). Türkçe
ATAKAN: -1. Düşünmeksizin her işe sokulan adam. 2. İleri atılan. Türkçe
ATALAY:(bkz. “Ata”). Ünlü, namlı, şöhretli. Atalay Mahmut, Türk güreşçi. Balkan, Avrupa, Dünya ve Meksika Olimpiyatları şampiyonu oldu (1968). Türkçe
ATAMAN:(bkz. “Ata”). 1. Ata kişi, başkan, önder. 2. Don kazaklarının önderlerine verilen ad. Türkçe
ATANER: (bkz. Ata). Türkçe
ATANUR: Atasından aldığı nuru taşıyan Türkçe
ATASAGUN: Eski Türklerde hekimlere verilen isim. Türkçe
ATASAN:(bkz. Ata). Türkçe
ATASEVEN: (bkz. Ata). Türkçe
ATASOY:(bkz. Ata). Türkçe
ATAY: Bilinen, tanınmış. Türkçe
ATEŞ:Yanıcı maddelerin yanmasıyla ısı ve ışığın ortaya çıkması Türkçe
ATIF:1. Çevirme, meylettirme, imale. 2. Yükletme, birinin işi veya sözü olduğunu iddia etme, hami, isnad. 3. Yüzünü çeviren, meyleden, mail, müteveccih. 4.Merhamet sahibi, şefkatli, acıyan.
5. Beğenen. Atıf Efendi (Mehmet Kuyucaklı. (-İst. 1847). Osmanlı matematik bilgini. Şam ve İstanbul kadılıklarında bulundu. Arapça
ATİK: 1. Sırtın üst kısmı. 2. Berrak, saf, karışmamış, kıymetli. 3. Eski, kadim, kühen, dirin. 4. Azatlı, hür. 5. Güzel genç kız. 6. Çok hareketli, çevik, hızlı hareket eden. 7. Asil. 8. Hz. Ebubekir’in
lakabı. Peygamber (s.a.s)’in “Sen ateşten kurtulmuş kimsesin” müjdesine kavuşmuş olmasından ötürü bu lakapla anıldığı söylenir. Arapça
ATIL: Girişken ol, ilerlemek için çaba göster. Türkçe
ATILAY: 1. Ünlü, namlı, şöhretli. 2. Atilla’dan sonra tahta geçen ünlü hükümdar. Türkçe
ATILGAN: 1. Karşısına çıkabilecek engellerden ve tehlikelerden korkmadan her zaman ileriye atılan. 2. Karşı çıkan, çekinmesi olmayan, cüretkar. 3. Hevesli. Türkçe
ATİLLA:1. Büyük, ünlü. 2. Babacık. 3. Savaşçı, fatih. 4. Hun Türklerinin büyük imparatoru (400-453). Türkçe
ATINÇ:Atılgan / Atak Türkçe
ATKIN:Atılmış. Kumaş dokumada kullanılan tabir. Türkçe
ATLAN: Ata bin. Türkçe
ATLAS:1. Üstü ipek, altı pamuk kumaş, diba. 2. Düz, havasız, tüysüz. 3. Büyük harita. 4. Atlas okyanusu. 5. Kuzey Afrika’da Fas, Cezayir’i geçerek Tunus Körfezi’ne kadar uzanan sıradağlara
verilen ad. Türkçe
ATILHAN:Ata binmiş süvari. Birleşik isim. Atlıhan: Alınca Hanın oğlu. Tatar’ın kutsal göbek soyundan sekizinci kuşak. Türkçe
ATTİLA: Hunların “Tanrının Kırbacı” denilen büyük hükümdarı Türkçe
AVNİ: 1. Yardımla ilgili, yardıma ait. 2. Fatih Sultan Mehmed’in şiirde kullandığı mahlas. Arapça
AVNULLAH: Allah’ın yardımı. Birleşik isim. Arapça
AYALP: Ay kadar parlak ve güzel, yiğit. Türkçe
AYAZ: Soğuk ve Durgun hava. Dondurucu soğuk. Ayaz: Selçuklu emin (Öl. 1105). Türkçe
AYBAR:1. Gösterişli, heybetli, görkemli. 2. Korku veren. Türkçe
AYBARS: Ay ve Pars kelimelerinden, Ay gibi güzel, pars gibi yırtıcı Türkçe
AYBEG: -Ay gibi temiz ve aydın yönetici, ileri gelen, bey. Abeg Kutbeddin (Öl. 1210): Delhi Memlükler Devleti’nin kurucusu. İslam’ın Ortaasya’da yayılmasında büyük başarılar gösteren, Gazne
sultanı Muiziddin’le birlikte savaşıp onun ölümüyle Delhi sultanlığına gelen ünlü komutan. Türkçe
AYBEK: Put, sanem. Farsça
AYBERK: 1. Sağlam ay, sağlam kişilik. 2. Şimşek, ay’ın şimşek gibi parlaklığı. 3. Yaprak, ay yaprağı. Türkçe
AYÇETİN: Zor, güç ay. Türkçe
AYDEMİR: Marangozların kullandığı kavisli bir keser çeşidi. Türkçe
AYDINALP: Münevver, bilgili, yiğit, kahraman kişi. Konya Selçuklulan’ndan ünlü bir komutan. Türkçe
AYDİNÇ:Cesur, aydın. Türkçe
AYDINER:(bkz. Aydın). Türkçe
AYGUTALP: (bkz. Aygut). Aygutalp: (XIV. yy.) Türk komutan. Osman Gazi’nin silah arkadaşı. İlk Türk denizcisi İmralı fatihi Kara Ali’nin babası. Yıldırım Bayezid’le birlikte Timur’a esir düşen
Timurtaş Paşa’nın dedesi. Türkçe
AYHAN: Ay sahibi, ay hakimi. Oğuz Kağan Destanı’na göre, Oğuz’un altı oğlundan biri. Efsanede bahsedilen, Oğuz’un ışıktan doğan karısından olan 3 oğlundan biri. Ayhan’ın 4 oğlu 24 Oğuz
boyunun 4’ünü oluşturur. Bunlar Bozoklu soyudur. Türkçe
AYKAÇ: 1. Söyleyen, konuşan. 2. Akıl veren. 3. Ozan, şair. Türkçe
AYKAN:Soylu, asil, temiz kişi. Türkçe
AYKUT: 1. Kutlu, uğurlu ay. 2. Karşılık, mükafat. Türkçe
AYKUTALP: Mükafat veren kahraman, iyi karşılık veren bahadır. Türkçe
AYMAN: Ay gibi güzel, ışıklı kimse. Türkçe
AYMETE:(bkz. Mete). Türkçe
AYMUTLU: (bkz Mutlu). Türkçe
AYSUNGUR: (bkz. Sungur). Türkçe
AYTAÇ:Başa takılan ay şeklinde taç. Türkçe
AYTEK: Ay gibi (Eski Türkçede tek/teg olarak kullanılmıştır). Türkçe
AYTEKİN:Ay şehzadesi, ay prensi. Türkçe
AYTUĞ:1. Mızrağın ucuna yapılmış ayın üstüne yapılan tüy. 2. Tuğ, tüy, fars gibi. Türkçe
AYTUN:: türkçe gizli saklı kalmış köşe anlamında. Ay da onu aydınlatan. ayrıca tun gece anlamına da geliyor. Türkçe
AYVAZ: 1. Arapça ivaz kelimesinin bozulmuş şekli. 2. Eskiden kibar konaklarda yemek servisi yapan ve sokak işlerinde kullanılan Vanlı Ermenilere verilen ad. Ermeni uşak. 3. Karagöz perdesinin
belli başlı tiplerinden biri. 4. Köroğlu destanında bir kahraman. Arapça
AZAD: l. Hür, serbest. 2. Kimseye bağımlı olmayan. 3. Kurtulmuş. 4. Müberra. 5. Zarif, nazik. -Türk dil kuralı açısından “d/t” olarak kullanılır. Farsça
AZAM:En büyük, daha büyük, ulu. İmam-ı Azam Ebu Hanife: Hanefi mezhebinin kurucusu. Büyük alim ve müctehid. Arapça
AZER: Ateş. İbrahim (a.s.)’in babası olduğu söylenir. Farsça-İbranice
AZİM: 1. Büyük, ulu, cesim, iri, muhteşem. 2. Kuvvetli, şiddetli, derecesi yüksek. 3. Ehemmiyetli, mühim, müthiş. Arapça
Aziz 1. Muhterem, sayın. 2. Sevgili. 3. Veli, evliya, ermiş. 4. Az bulunur. 5. Allah’ın izzetli kıldığı, mü’min. Aziz (İmadettin Abulfeth Osman el-Aziz): Selahaddin Eyyubi-’nin II. oğlu. Kardeşi el-Efdal,
Melik iken kendisi Şam’ı terkederek Mısır Eyyubileri hükümdarlığını ilan etti. Fakat daha sonra kardeşiyle barıştı. Kur’an-ı Kerim’de Âl-i İmran ve Yusuf surelerinde geçmektedir. Arapça
AZİZİ:Aziz’e ait. XVI. yy.’da yaşamış Türk şairi. “Yedikuleli Azizi’ lakabıyla tanınır. Asıl adı Mustafa’dır. Arapça
AZMİ:1. Kasıt, niyetlilik karar. 2. Kemikli. 3. Güçlü, kuvvetli. Azmi Pir Mehmet (-1583): Şehzade Mehmed’in ve III. Mehmed’in hocalığını yapmıştır. Arapça
AZMUN: Deneme, sınama, tecrübe. Farsça
AZRAF: 1. Zarif. 2. Pek ince, pek nazik. 3. Çok zeki. Arapça