Kalıpları unutun: Ev dekorasyonunda doğru bilinen yanlışlar neler?
Ev dekorasyonu, herkesin kendi tarzına uygun bir şekilde dizayn ettiği, mutlu yaşamak adına gerekli tüm bileşenleri planladığı bir dünya. Peki ev dekorasyonunda doğru nedir, yanlış nedir? Bir evin dekorasyonunu planlarken, kesinlikle o yılın trendlerine bağlı kalmak mı gerekir, ya da herkesin tercih ettiği birkaç renge sıkışmak mı? Instagram influencer’larının yönlendirdiği, binlerce kişinin uyguladığı temalardan, konseptlerden sıkıldıysanız ve ev dekorasyonunda kalıpların dışına çıkmak istiyorsanız, bu konuda doğru bilinen yanlışlara bakalım.
‘Tüm desenler aynı konseptte olmalı’
Klasik dekorasyon anlayışının, bugün hala etkileri süren izleri hayatımızda var. Bu anlayışın en önemli görüşlerinden biri de, tüm renklerin ve desenlerin aynı çizgide olması. Aynı odada ya da mobilyada, tek bir tip desenin ya da rengin kullanılması, dolayısı ile bütünlüğün sağlanması. Ancak dediğimiz gibi, bu artık “klasik” dekorasyon fikirlerinde kalan eski bir yaklaşım. Artık modern ve çağdaş ev dekorasyonu fikirlerinde, uyumsuzluğun getirdiği yenilikçi enerji birçok kişi tarafından tercih ediliyor.
‘Yaşam alanları tek bir tarz içermeli’
Yukarıda yer alan konuya yakın, ancak farklı bir görüş daha var. Bu da, evin ya da belli bir odanın tek bir dekorasyon felsefesine dayanması. Yani modern, avangard, klasik ya da minimal, her ne olursa olsun bir ev bu kuralların içine hapsolmalı. Halbuki artık bu kalıp da yıkıldı. Farklı dekoratif tarzlar, renkler, objeler uyumsuzluk içerse bile tercih edilebilir. Örneğin bir evin genel çizgisi modern-minimalist anlayışa dayanabilir. Evin bahçesinde ise daha klasik bahçe mobilyaları kullanılabilir, bu uyumsuzluk, bazılarına göre estetik açıdan bir problem gibi gelebilir ancak önemli olan, bizim evimizde yaşadığımız deneyimde, kendimizi mutlu hissetmemizdir.
‘Eskiyse at’
Geçmişte çok fazla ön planda olmayan ve hatta karşı çıkılan, şimdilerde ise birçok kişinin tercih ettiği bir konu, eski mobilyaların dönüştürülmesi ve yeni bir formla aramıza dönmesi. Vintage ya da retro dekorasyon anlayışı olarak bilinen bu konseptte, eski eşyalar bir dönüşüm sürecinden geçer, tamir edilir ve hatta boyanır, son olarak da evimize geri döner. Bazı evlerde, mobilyaların genel çizgisi bambaşka olsa bile vintage konseptli eski eşyalar ön planda olabilir. Çok eskiyen eşyaların atılmaması ve dönüştürülmesi bu anlamda yeni bir çizgi.
‘Oturma odalarının dekorasyonunun olmazsa olmaz kuralları…’
Evlerimizde en çok zaman geçirdiğimiz yerler içinde oturma odaları yer alıyor. Ev dekorasyonu dendiğinde, salonda yapacağımız dokunuşlarda ise uzun yıllardır süren trendler birçok kişi için belirleyici olabilir. Örneğin salon dekorasyonunda, odak noktasının oturma grubu olması gibi. Oturma odasının ortasında bir orta sehpa ve bir TV ünitesi. Klasik dekorasyon anlayışından farklı olarak, bir TV ünitesi kullanmak zorunda değilsiniz. Bir konsolun üzerinde de TV tercih edilebilir. Koltukların takım olması da aynı şekilde, zorunluluk olarak görülmemesi gereken bir durum. Koltuk ve berjerler kendilerine has bir tarzda olabilir, orta sehpa ve yemek masası ise bambaşka bir formda olabilir.
Gördüğünüz gibi, ev dekorasyonu alanında aslında bir yanlış olmadığı gibi, bir doğru da yok. Evinizi, fırçanız ile özelleştirebileceğiniz bir tuval gibi düşünebilir, hayallerinize, beklentilerinize ve hislerinize göre renklendirebilirsiniz. Ev dekorasyon ürünlerinde çerçeveden abajura, tablodan aynaya, duvar saatinden biblo ürünlere kadar birçok farklı seçenek sunan English Home ise, yarattığı zamansız şıklıkla hangi tarzı seçerseniz seçin, yanınızda.